4 Aralık 2011 Pazar

THE HELP

      Dün gece sevgili arkadaşımız  Ümit'in de  katılımıyla birlikte bizim evde bir nevi sinema gecesi yaşandı.  23:00 gibi başladığımız film maratonumuz sabah 05:45 de bitti...
        İlk olarak paşaların gönlü olsun diye macera ve mizah dozu iyi ayarlanmış son dönem modası olan vampir çeşitlemelerinden  Fright Night  (Korku Gecesi) adlı filmi , sonra da benim 
  - Tamam dram yazıyor ama aynı zamanda komediymiş çok da güzelmiş  yakarışlarıma kulak vermeleri sonucu The Help (Yardımcı) filmini izledik.Ve her sinema macerasının sonunda olan oldu, "gerçekten çok güzelmiş" konusunda hemfikir olundu...Mekanlar,kıyafetler ve kurgu o kadar güzeldi ki bizi hikayeden  koparacak  tek bir ayrıntıya rastlamadık , haliyle yatağa yattığımda hala izlediklerimi  düşünüyordum ve sabah uyandığımda aklımda tek şey vardı bu filmi anlatmalıydım...
    Önce filmin içerisinde de yer alan ama özellikle müthiş finalinde çalan şarkıları buldum ve cidden çok güzeller.O dönem (1960) müziklerindeki tüm özellikler var şarkılarda fakat bir tanesi sabahtan beri tıpkı film gibi beni benden almış durumda ... Belki yazıyı okurken bir yandan da dinlemek istersiniz diye...The Living Proof - Mary J. Blige 

    Yapım uzun süre birincilikten inmemiş Kathryn Stockett - The Help (Yardımcı)  adlı kitaptan uyarlanmış.Yazarımız filmin birkaç sahnesinde de oynamış bu arada...                              

   Filme uyarlanan eserlerin önce kitabını okumayı sevdiğim için sonradan öğrendiğim bu bilgi beni biraz üzse de internetten ve filmin web sitesinden gördüğüm kadarıyla daha çok sahne ve konu  varmış orjinalinde. Malum hemen sipariş listeme ekledim. 

 
    Gelelim konusuna; Amerika'ya getirilmelerinden uzun süre sonra köle olmaktan kurtulmuş fakat ikinci sınıf  insan olmaktan kurtulamamamış , dışlanmış ve bu sebeple zor şartlarda yaşamaya çalışan ve sömürülen zenci azınlığın eşitlik mücadelelerinin başladığı 1960'lı yıllarda geçiyor hikayemiz. Minny ve Aibileen ile birlikte  o dönem tüm  zenci kadınlarının yaşamlarına eğiliyor.

     Binalara farklı kapılardan girip hastalıklı muamelesi görüp yasalarla güvence altına alınmaları gerekirken baskı altına alınmış, aşağılanan, tek bir iftirayla suçlarının kanıtlanmasına gerek görülmeden hayatları karartılan bu insanlardan sadece ikisi olan Aibileen ve Minny üzerinden anlatılan hikaye aslında tüm dönemi gözler önüde seriyor.

    Kapitalist sistemin neredeyse tüm insanların hayatına nüfuz ettiği bir dönemde sosyal hayatta yerini ekonomik statüsüne göre klüplerde ve toplantılarda almaya çalışan "Beyaz Amerikalı Kadın"  bu statüyü göstermeye önce çocuklarına bakan, angaryalarını yapan zenci kadınlardan başlıyor. Ve dönemin eşitlik dalgaları bu ezilen kadınlara artık canlarına tak ettiği için bir çıkış yolu aratıyor.
 
     Tam da bu dönemde, olduğu kişi olmasında payı büyük olan zenci bir bakıcı tarafından büyütülen , bu sistemin acılarını çok sevdiği bu bakıcı kadında gören, diğerleri gibi olmayı reddeden yeni mezun gazeteci Skeeter okulunu bitirip kasabaya dönüyor ve kasabanın gazetesinde işe başlıyor. Gazetede Güzin Abla  ve püf noktaları verilen bir köşeyi seçme şansı olmadığı için yazmak zorunda kalan Skeeter yakın arkadaşı Elizabeth'in hizmetçisi Aibileen'den yardım almaya başlayınca şahit oldukları sonucunda  yaşamına ve çevresindekilere karşı bakış açısı değişiyor.

   Dönemin özgürlük hareketlerinden haberdar olması sebebiyle hep yazar olmak istemesini ve annesinin üzerinde kurduğu evlilik baskısından kurtulup New york'a dönme isteğini de bununla birleştirip "Beyaz Amerikalı Kadın'ın" dünyasını bu zenci kadınların gözünden yazmaya karar veriyor . 
   
    Bulundukları eyalet yasalarına göre bunu yapması kışkırtma kapsamına girdiği yani  suç olduğu için önce zorla ikna ettiği Aibileen ve sonra Minny ile gizli gizli hikayelerini yazmaya başlıyorlar.
  


        Filmden gerekli tadı alabilmeniz için daha fazla detaya girmeyeceğim ve resim paylaşmayacağım ama siz Hollywood Film Festival'inde iki, Newyork Film Critics Circle ödüllerinde bir dalda ödül kazanmış ve 2012'de yapılacak  People's Choise Awards,USA'de En İyi Kitap Uyarlaması, En İyi Dram ve En Favori Film dalında üç adaylıkla yarışacak bu filmi olur da izlemeden incelemek isterseniz  bir tık yeterli...
         
   Güzel sahnelerin özenle seçilip yerleştirildiği fragmanı bile başarısının bir göstergesi... Mutlaka izlemelisiniz...Şimdiden iyi seyirler...


8 yorum:

  1. temiz yürekli insanlara kurban olurum demen seni anlamak için yeterli bence. ve böle insanlar var.
    :)
    ne mutlu ne güzel bişi diy mi bu.
    :)

    YanıtlaSil
  2. ah, penguen ve kartal en sevdiğim hayvanlar.
    yerim o penguenlari.
    :)

    YanıtlaSil
  3. e hayyam da iyidir diy mi.
    :)

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim güzel yorumların için ...Penguen üniversitedeki lakabımdır ama alakasız biryerden gelir...Bir benzerlik mevzubahis değildir yani :P ve evet Hayyam bambaşkadır, Hayyam'ı sevmek bambaşka...

    YanıtlaSil
  5. bu filmi kaçırmışım hayret. sinema delisiyim. ama izlicem en kısa zamanda. yazarım da. sevdiğim konu. iyi olduğuna eminim. insancıl filmlere bayılırım.
    :)

    YanıtlaSil
  6. bi de emma stone var. canıııım. :)

    YanıtlaSil
  7. buldum filmi bi fırsat olsa izlicaam
    :)

    YanıtlaSil