3 Eylül 2014 Çarşamba

I NEED ROMANCE 3

Her ne kadar eskisi kadar blogda paylaşmasamda Uzak Doğu yapımlarını izlemeye 
devam.

Gerek güncel yapımları gerekse önceki yılların dikkat çeken yapımlarını fırsat buldukça izlemeye çalışıyorum. İki gün önce onaltı bölümlük "I Need Romance 3" dizisine başlamıştım ve az önce bitirdim.
I Need Romance serisinin üçünü de izlemiş oldum böylece. ilkini beğenmemiş fakat kablo tv için çeklidiğinden diğer dramlara göre kadın erkek ilişkilerine bakış açısı ve ergen tavırlardan uzak oluşu hoşuma gitmişti sadece.Bu nedenle ilkini referans alıp diğerlerine şans vermemezlik etmedim.Hatta üçüncüsünü ikincisinden fazla merak ettiğim halde farklı konuları işleselerde sırayı bozmak istemediğim için kurala uyup bir hafta önce ikincisini sonra da dediğim gibi üçüncüsünü izledim.
İzledikten sonra kim yönetmiş senaristi kim falan diye araştırırken son ikisinin yönetmenleri aynı olduğu halde,ikincisini üçüncü kadar beğenmedim,
sanırım oyuncuların kimyalarının birbiriyle tutmasıyla alakalı bir durum.Neyse gelelim diziye.

Başlamadan önce uyarayım.

Dikkat dikkat, bu bir "Shing Shing" ve "Tatlı Patates" hikayesidir!




İşkolik annesi sebebiyle bakıcıda büyüyen bir adet Tatlı Patatesimiz (TP)var efendim.Bu TP'in bakıcısının kızı da Shing Shing (SS) olmaktadır ki,bakıcı annesinden daha çok TP ile ilgilenmekte ve aradaki altı yaşlık azıcık farka rağmen aileden görmediği yakınlığı TP'e vermektedir.



Tatlı Patates işkolik annesi ile birlikte (klasik hikaye) Amerika'ya yerleşir ve oradaki mutsuzluğu sebebiyle girdiği bunlımdan çıkması gerektiğini farkedip en mutlu olduğu anlara yani Shing Shing'in yanına dönmeye karar verir.

Aradan onyedi yıl geçmiş ve Shing Shing'in köprüsünün altından akan suların haddi hesabı yoktur. Pozitif düşünen ve duyguları önemseyip TP'e kılavuzluk eden kız gitmiş soğuk ve bencil olmayı öğrenmiş zor bir kadın gelmiştir.


TP, SS'in tüm itirazlarına rağmen SS'in annesinin de desteği ile döneceğine söz verdiği çocukluk idolü aşık olduğu Shing Shing'in evine yerleşir ve onu eski duyarlı kadın haline çevirme çabasına girişir.
Devamını siz düşünün, ikinci adam ikinci kadın ve kendi hayatlarında kavrulan iş arkadaşlarının hikayeleri ile devam eder gider dizi. 

 
Dizinin müziklerinin çoğu oldukça başarılıydı ve TP'imiz dizide hit şarkılar yapmış bir müzisyen olduğu için sık sık dinledik. En çok aşağıda videosunu paylaştığım ilişkinin akıbetine de gönderme yapan ve adı sıklıkla geçen  "Now and Forever" adlı şarkıyı beğendim. 



Bu arada sözerime son verirken belirtmek isterim,Shing Shing'imiz Savcı Prenses dizisindeki savcı kızımızmış ve ben o diziyi de çok beğenmiştim. 


Bunlardan başka dizisini yada filmini izlemedim fakat gördüklerime göre oyunculuğu oldukça başarılı buldum.

İzlemek izleyenler için fazla spoiler vermemeye çalıştım ve seyir konusunda tereddütü olanlara tavsiye ederim.

İYİ SEYİRLER OLSUN EFENDİM.

29 Ağustos 2014 Cuma

ÇİÇEK,TOSPA,İĞNE VE ŞİŞ...

Herkese tekrardan selamlar 
Üzerimdeki ölü toprağını atmak bugüne kısmetmiş.  
Klasik bayram selamlaşmaları gibi nasılsınız efendim,çoluk çocuk nasıllar diye sorup bir sonraki okuyucuya aynılarını sanki ilk ona soruyormuşum edasıyla tekrarlamak; arkasından çikolataların en güzelini,kolonyaların en misini ikram etmek istiyorum izninizle.
E hala beni okuyan varsa daha fazlasını hakediyor,tepsi tesi börek yapıp göndersem,baklava bile açsam az gelir yani :D


İlk defa okuyanlar varsa da  hoşgeldiler.
 

Beni soracak olursanız efendim,artık çalışmaya başlasam fena olmayacak ile çalışma hayatındaki pek sevgili sorunlu insanları hatırlayıp bir tane daha mı doğursam arasında gidip gelmekyetim. 
Şaka şaka İkinci mi? Tövbeeeee. 
Artık çalışmak istiyorum. 
Annem "Ben üç tane arka arkaya büyüttüm ne var, büyür gider" demişti ama 
 laf aramızda çocuk, "Büyür gider." durumundan çok öte birşeymiş. 
Kazara hamile kalanlar ve torun sevdasından yanan kaynanaların uydurduğu bir safsatadan ibaret olsa gerek.
Biz yedik,siz yemeyiniz efenim.
Bakmayın böyle dediğime,karga yavrusu şahinden hallice oğlumdan çok memnunum aslında ama en zor zamanlarımız olduğunu bildiğimizden idare etmeye çalışıyoruz. 
Yatağa yatınca,bugünüde kazasız belasız atlattık günlerimiz,tahminimizce (uzmanların yalancısıyız) eliyle gösterdiği değil,istiyorum dediği günlerde son bulacak.

İNŞALLAH :D

An itibari ile 22. ayımızı doldurduk.
Evet evet doğru bildiniz,Cem Yılmaz'ın hasta refakatçi empatisi söylemindeki gibi biz de doldurduk.
Kolay değil ki anne ve babalıktaki yirminci ayımız doldu.
Kitabı yok okulu yok ama sürekli öğrencisiniz.
Asla bitmeyecek ve cumartesi olacak öğlene kadar uyuyacağım umudunuz zaten çoktaaaan küle döndü haberiniz olsun :D
İşte meşhur tosbaaaaamız :D 
Bahardan


Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi örgü örsem deyip başlamalar ve bir kenara atıp ite kaka bitirmeler ile hevesle girişilip ekilen ve allaha emanet büyüyen çiçek muhabbetine devam :D 
Bunlar geçen bahar açan sümbüllerim ,lalelerim,nergislerim ve frezyalarım , övünerek söyleyebilirim ki hepsi dehşet güzel açtılar
 ve bu sene daha da çok abartacağım çünkü hibrit olmadıkları için özellikle pembeler deli gibi tohum verdi. 

Saksılar oğlumun mama kutuları, eskitme tekniğiyle boyadımve gördüm ki parlak yüzey astarı ile evrim geçirtemeyeceğiniz metal,plastik ve cam malzeme dünya üzerinde yokmuş ve bir delili de  bu çalışmalar.


Geçen baharın fotoğraflarını paylaşmak istedim çünkü bu güzellikleri paylaşmak uzun zamandır aklımda varken ve şu meretin başına sık oturuyor olmama rağmen bir üşengeçlik,bir üşengeçlik yazamadım bu yazıyı bir türlü. 

Renkleri gördükçe şimdi bile bu güzelliklere hayran olamadan geçemiyorum. Soğanlarını  zengarden adlı siteden aldım. Bu siteden çok fazla alışveriş yaptım ve memnun kalmadığım tohum neredeyse yok gibi. Başta  daha toprağın içinden çıkar çıkmaz  açmaya başlayan çiçekler beni korkutmuştu ama sonradan öyle bir boy attılar ki çubuğa bağlamak zorunda kaldıklarım oldu üstelik çiçekleri de çok uzun zaman dayandı.


İçlerinde kokmayan sadece yukarıdaki sarı nergislerdi ama onların güzelliği kokusuz olmalarını unutturdu diyebilirim.

Mersin'de adına arpa çiçeği denilen ve soğanı her sene inanılmayacak kadar çok çoğalan frezyalarım aslında rengarenkti ama nedense sadece bunu fotoğraflamışım. 


Ve çiğdemlerim. Kuduruk dört ayaklı kızlarım yeşil yapraklarını rahat bırakmadığı için uyuz uyuz oldular ama seneye daha korunaklı geniş saksılara ekeceğim ve çoğaldıklarını da hesaba katarsak keyfini daha uzun süreceğim. 


Bu mis kokulu güzelliklerin karşısına geçip kafa dağıtmak için örgü ritüeli yapmadan da olmaz desem de bakmayın efendim kendime o kadar çok uğraşı ve angarya çıkarıyorum ki nisanda başladığım bu oğluş hırkasını daha geçenlerde bitirdim ve fotoğraflamaya üşenmekten sanırım onu da seneye yaza anca paylaşırım. 


Şimdi yukarıdaki örgü fotosundan sonra bu kanaviçe çanta ne alaka diyebilirsiniz diye size uzuuuun bir açıklamayı boynumun borcu bilirim sayın okuyucu :D 

Bu çanta benim ilk elişim :D Eskiden  hanımlar ev gezmelerine giderken yanlarında süslü elişi çantaları götürürlerdi. Annem de kendine bu çantayı yaparken heveslenip yardım etmiştim. Motiflerin çoğunu ben yaptım fakat annem birleştirdi astarladı. O zamanlar 8-9 yaşlarında olduğumu varsayarsak çantanın yaşı 25 falan oluyor ki; annemlerin evde dolabın bir köşesinde  bulup mutluluktan delirince "Ben kullanmıyorum ,alabilirsin ama napacaksın o eski şeyi" dediğinde dünyalar benim oldu.
Paşa dedemden yalı kalmış gibi sevindim inanın :D

O yaşlardaki kanaviçe deneyimim sebebiyle bu uğraşı da ayrı seviyorum ama çok büyük ve aylar süren işler bunda da  herzaman olduğu gibi bana göre değilmiş anladım.

Elimde iki adet uğraştırıcı model var. Bitsinler diye gaza gelip elime alınca değiş değiş yapması zevkli oluyor da benim gibi yerli değil de yabancı dizileri takip edenler için zor oluyor. Her deliğe batarken dikkat ederken altyazılar kaçıyor,altyazılar kaçmasın dersen de yanlış yapıp hadi sök bakalım. Örgü öyle mi :D 

Ben daha başlarındayken çekmiştim fotoğrafını, şu an sona yaklaşmış sayılırım. 

Neyse Kanaviçe Sayı 31 sayısındaki kırlent oluyor kendileri ve aşağıdaki resimde görebilirsiniz.

Bitirip kumaşlayınca (ki inşallah becerebilirim) büyük bir zevkle fotoğraflayıp parçalayacağım :D 

Satırlarıma son verirken hepinizi sevgiyle kucaklarım efendim :D 


İyi ki buradasınız ve bu yazımı okudunuz. E bir kucalamayı hakettiniz :D 


16 Ocak 2014 Perşembe

KOLEKSİYON DÜKKANI AÇIYORUM

Selamlar
Koleksiyon insanı oldum resmen :D
Aşağıdakiler fincan ve kupa koleksiyonuma eklediğim son parçalar. 

Bunlar haricinde arkadaşlarımın getirdiği ya da bizim gittiğimiz seyahatlerden getirdiğimiz iki düzineye yakın parçam oldu ve her meraklısı gibi ben de daha fazla olsun istiyorum.

Sadece fincan değil pasta tabağı biriktirmeye da başlayacağım yakında; bana mutluluk veren herşeyi sevdiklerimle paylaşmaktan da mutluluk duyuyorum bu nedenle  bu biriktirdiklerimi bir dolapta saklamak yerine kullanmak, misafirlerime gününe, moduma ve konsepte göre bunlarla servis yapmak istiyorum. 

Benim gibi bu materyallere meraklı çok insan var mı yok mu bilmiyorum ama blog kullanıcılar arasında gördüğüm alıntılardan meraklıları olduğunu tahmin ediyorum.

Fincan ve tabakları bizde yurtdışında olduğu gibi  tek tek satmıyorlar, altışar  edinmek  de malesef ki çok külfetli ve ciddi bir dolap potansiyeli gerektiriyor.Bu yüzden istediklerimi alamıyorum diye eşime şikayetlenirken o da senin gibi birileri varsa sen satın al tek almak isteyenlere birim adedi ne kadara geliyorsa kargoyu da ekle  sat dedi. Bu fikir benimde aklıma gelse de uğraşabilir miyim acaba diye cesaret edememiştim.

 Ve bu fikri hayata geçirmeye karar vermiş bulunmaktayım


Öncelikle her nekadar yapmaya hakkım olsa da bu yaptığımdan kar amacı gütmeyeceğim. Bu nedenle bana fiyatı şu kadar ama şurada tamamına şu kadar istiyorlar gibi bir yanıtla gelmeyin. Aldığın zaman ve yerle bağlantılı olarak fiyatların değişiklik gösterebileceğini hepimiz biliyoruz.


Sizin de elinizde benzer ürünler olduğunda takas yapabiliriz.

Ürünler çoğunlukla vintage görünüme sahip, dönem modasını çağrıştıracak klasik görünüme sahip ürünler olacak. modern çizgilere sahip ürünlere pek merakım yok.


Elbette ikili almak istediğinizde iki adet satılabilecek.


Satışı yapılacak ürünlerin ekleneceği blog Penguenin Dükkanı adlı diğer bloğum olacak.

Satın alma ya da benzer herhani bir teklifle gelecekseniz mail adresim

Şimdilik hoşçakalın. elimdeki ürünleri en kısa sürede paylaşacağım.