19 Ekim 2013 Cumartesi

SONBAHAR GELMİŞ HOŞ GELMİŞ...

Bu yazının taslağında,bahar gelmiş hoş gelmişti başlık ama  sonbaharda bitirmek kısmet oldu...
Ve dikkat bol fotoğraflı ve uzun bir yazı olacak...
Hala bloğumu okuyan var mı bilmiyorum ama şayet yazıyı okuyorsanız "bu  tembel size çok teşekkür ediyor."
Totale baktığımda bu geçen süre içerisinde çocuk büyütmenin tüm zamanı almasının dışında bulduğum boş vakitlerde en çok balkonla ilgilenmişim...
 

 Her sene olduğu gibi bu sene de mevsim çiçeklerinin fidelerini seralardan giderek ve yeşilliklerin tohumlarını da internetten itina ile sipariş edip balkonumu renklendirdim.
Evin yanındaki koca ceviz yapraklanana kadar sürüyor bu saltanat. Sonra o cevizin yaydığı sülfür benim çiçeklerimi ve yeşilliklerimi kurutuyor.
Maydonozum,kekiğim,nanem dereotum ve fesleğenim oğluşumun yemeklerine bir müddet taze taze konulup sonra kurudular ve artık bahçeli bir evde yaşamak kısmet olana kadar bu hevesden vazgeçtim.
 

Oysa Göztepe Parkı'ndaki lalelerin hiç böyle bir derdi yoktu. Tek düşmanları ısınınan havalardı...
Bu güzelim çiçek soğanlarını havalar ısınınca söküp parkın kapılarına bıraktılar çöp torbalarıyla. Çöpe gideceklerdi sizin anlayacağınız ama civardaki vatandaş buna razı olmadı :D
Bu sene birilerinin evinde bol bol bu çiçeklerden açacak gibi ; hibrit tohum değillerse...


Bense havalar ısındığında daha dayanıklı çiçekler ekme telaşına düştüm yeniden :D Zekeriyaköydeki bir seradan  ablamlardan dönüşte bir sürü balıkağzı ve adını bilmediğim rengarenk bodur çiçekler aldım. Sonra oğluşumun biten mama kutularını eskitme tekniğiyle boyayıp altlarını delip saksı yaptım...
O çiçeklere ne mi oldu? Cevizin gölgesinde ölüyor dediğim çiçeklerden sonra bu çiçekler aldıkları kıytırık güneş ışığından kurudular. Susuzluktan da kuruduklarına dair şüphelerim var aslında çünkü balkonum oldukları yerde sulandıklarında suyu aşağıya veren bir şekilde  yapıldığı için onca saksıyı sulamak çok zahmetli...haliyle sık sık sulayamadım.
İki alt komşumuz damlayan sulardan çok şikayetçiymiş apartmandan izin almadan kapattırdığı balkonunun camları kirleniyormuş diye inci gibi bir yazıyla yazdığı bir notu kapıma bırakmış. "Yaşlı bir kadınım hergün cam silemem zaten balkonu da toz olduğu için kapattırdım" demiş.Üst kat komşumuz ve alt kat komşumuz da foşur foşur sularken onlarınkinde tabak var seninkinde yok o çiçekleri balkon demirlerinden indir ve tabak koy altllarına diye tutturdu. Beni ne zaman görse söylüyor..
Balkonunu kapattırıp oraya eşya yığan, doğru ne olursa olsun kendi ne söylerse ondan asla vazgeçmeyen insanları anlamıyorum. Hele seksen yaşında bir kadının cam silme derdini hiç anlamıyorum. Hele hele tencere tava çaldığımız o direniş günlerinde tava çalmaya çıkıp pencere pervazını silmeden içeriye girmeyen seksen yaşında bir kadını hiç mi hiç anlamıyorum.
28 tane saksıyı içeriye mutfağa getirip lavaboda sulayıp suyu süzüldükten sonra yerine taşıyan ya da  tüm çicekleri balkon zeminine indirip kova kova su taşıyarak sulayıp yerine yerleştiren ve  iki saat süren bu işlemden sonra gecenin üçünde balkon yıkayan bir deli gördüyseniz o benim ve sorumlusu bu temizlik hastası muhtemelen mezarına da yaprakları dökülür kirletir diye çiçek ektirmeyecek teyzedir... 

Hoş kim kimden önce gider bilinmez bakarsınız benim mezarıma gelip çiçek eker :P
Ama Allah korusun öyle birşey olursa teyze çiçeğin altına tabak koy demezsem namerdim :P
Velhasıl kelam çok çiçek ekmiş çok uzun saatler sulamışım peki başka neler yapmışım :D


Bu mama kutularını boyamayı ilham yoluyla öğrenemediğimiz içindir ki Atöyle Curcuna'da gittiğim  Lütfiye Şahin Saka'nın verdiği Fırınlamadan Seramik Boyama Kursunda nasıl yapılacaklarına dair fikir aldım ve uygulamalı bir çalışmadan sonra çeşit çeşit boyadım.


Ben harala gürele öğrenmeye çalışırken maşallah oğluşum pusetinde kah uyudu kah uyandı ama hep usluydu ...Artık hayal oldu o günler çünkü artık adımlıyor ve arabamı ben süreceğim diye tutturmasına az kaldı...Maşallah maşallah...


Blog benim için şu geçen süre içinde kimler neler yapmış takip ettiğim bir sayfa oldu daha çok...Bol bol ilham aldım...
Bloğa yazmadıysak boş da durmadık :D
Balkon demirlerine silikonlamak için alıp boyadığım ve dokusunu Lütfiye Hanım'ın yaptığı kuşlarımın son halini fotoğraflamadım ve artık seneye yerlerine konduklarında bulup boyamayı düşündüğüm ahşap kuş eviyle birlikte fotoğraflar koyarım.
Yalanımı yesinler :P Bu hızla seneye mi koyarım artık sonraki seneye mi bilemedim :D


İki senedir moda olan kes-ör beni de etkisi altına aldı bu ilham gezmelerinden birinde...Eskiyen,modası geçen,olmayan kıyafetleri dikiş dikmek istiyorum,makine alırım değerlendiririm diye atamayan ben,bu kes-ör modasına baya materyal biriktirmişim.Halı bile örüyorlar ya ben de muhtemelen duvardan duvara halı bile çıkartırım.
Oğluşumun önce oturup sonra yere inmesiyle haliyle oyuncak potansiyelimiz artıyor ve kes-ör ile ona bir oyuncak sepeti ördüm.Son hali malum tembelliğimden fotoğraflanmadı :D


Çok da tembel değilim canım...Yaz günü verev atlı bile ördüm.Geçen kış başlamıştım yarım bekliyordu sıktım dişimi ve bitirdim, üstelik fotoğrafladım bile :D
Yukarıdaki çiçek de yeni hevesim..Kaktüs bahçesi yapacağım :P Taşa vursan yaşıyor kaktüsler :D
Şimdilik beş türüm var ama azimliyim az su isteyen,dayanıklı olan ve yerini sevdiğinde dünyanın en güzel çiçeklerini açan bu bitkilerden vazgeçmeyeceğim...Onlar benden vazgeçmezlerse elbet...
Buralarda olmaya devam etmek istiyorum...Bu yazı kendimi gaza getirmek için uzun tutuldu :D Umarım işe yarar....

Hadi size iyiiiii gunleeeeeerrrr :D

5 yorum:

  1. Uzun zamandir yazmanizi bekleyenlerdenim, rengarenk bir yazi, devami gelsin ins. diyelimmi :)

    YanıtlaSil
  2. Ben de sık sık sizin bloğunuzu takip ediordum.. Tekrar merhaba ve gelsin inşallah :D

    YanıtlaSil
  3. heyoooooo holeeey.
    sevindim bütün haberlere.
    oğluşuna da maşallah.
    öp benim için ama unutmaaa.
    :)
    göztepe parkı du bi gideyim sahiden.
    :)

    YanıtlaSil
  4. heeey seni bekar anne blogunda gördüm hoşuma gitti görünmen. bi miriba diyim dedim. öp oğlusunu benim için.
    :)

    YanıtlaSil
  5. bi daa öp o zaman o yakışıklı oğlunu bana ne.
    maşallah onaaa.
    :)

    YanıtlaSil