4 Ocak 2012 Çarşamba

KİM'İN ADASI / CAST AWAY ON THE MOON

  
       Yazıda bahsedeceğim film aslında yeni izlediğim değil ama herkes izlesin istediğim bir film çünkü bize cinsellik ve balaltı esprilerle dayatılan gerek yerli gerekse yabancı yapımların artık birbirini tekrarlayan konularından başınızı kaldırıp mutlaka izlemeniz gereken bir yapım ...

       Uzakdoğu sinemasının başarısı zannetmem ki bilgi sahibi kimse tarafından reddedilsin. Bilmeyenler de tanıyıp öğrensinler diye aslında çabam...Bunun dışında uzun zaman önce izlediğim bir filmi övme çabam ,mutluluk veren herşeyi paylaşma eğilimimden de kaynaklanıyor ...

       Neyse;

       Hayatım boyunca bir filmden böyle bir enerji ve mutluluk almadım...

       Çok orjinal bir senaryo, orjinal oyunculuklar ...Her iki karakterlerde çok uç hayatta belki asla görmediğiniz ve görmeyeceğiniz tipte insanlar olsalarda (Böyle olaylar kaç kişinin başına gelmiştir ki ?)o kadar iyi aktarılıyor ki karakterler izleyiciye, kendinizi bu sizinle ve hayatınızla alakasız insanların yerine koyup sorguluyorsunuz...

      Baş kahramanımız erkek oyuncu hayattan bıkmış ve intihar etmek istemektedir,defalarca denemesine rağmen sonuç elde edememiş (kendince bunu bile başaramamış) hayattan silik bir tiptir.



     Bu denemelerin birinde kendini Han Nehrinin sularına bırakır ve yüzme bilmediği için boğulacağından emin olduğu bu eylemi gerçekleştirse de yine beceremez ve nehrin ortasında, şehrin göbeğinde ama insanlaran izole bir adada uyanır. Sonrasında adada başgösteren açlık ve yaşam mücadelesi yani ilkel yaşama adaptasyonunun trajikomik hikyesi anlatılır...























     Baş kadın kahramanımız da dışarıya çıkamama hastalığına sahip kendisini odasına kapatmış bir gençkızdır. Evden çıkamadığı için bilgisayar başında kurduğu dünyasının dışına fotoğraf makinasıyla ayın yüzeyinin fotoğraflarını çekerek çıkabilmektedir... Bu günlerden birinde bu ıssız adadaki esas oğlanı fotoğraflayacak ve güvenli bulduğu hayatı temellerinden sarsılamaya başlayacaktır.













     Sanırım mısır gördüğümde hep o ---mısır ---mısır sahnesi gelecek ...ve haklılarmış buraya bile servis yapıyormuşuz vay be repliği ne zaman yemek söylesem eminim beni gülümsetecek...

     Bize büyük beklentiler aşılayan kapitalizmin doğayla kıyaslanınca altının ne kadar boş olduğuna harika oyunculuklarla şahit olacağınız ve mükemmel bir film...Mutlaka izleyin...

3 yorum:

  1. daa önce söz etmiştin ya.

    çok ilginç bir konu.
    etkileyici bir film olduğu belli izlicam.
    :)

    YanıtlaSil
  2. izlicem zati.
    bi de the help.
    :)

    YanıtlaSil